UĞULTU - SİNOP - MACİN
Kağıt, kalem, esinti ve o ses ...
Nereden başlayacağını bilmediğin tam o an,
Aklının ucundan savrulup, parmak uçlarına düşüverir birden ,
Sabit olduğun noktadan baktığında evren ,
Seni düşürüverir aniden ...
Rüyalarındaki o boşluklar, boşuna değil hiç ,
Hemde hiç ...
Bazen korkmayacaksın düşmekten,
Şimdi olduğu gibi düşlemekten ,
Biraz sonra olacağı gibi durup düşünmekten ...
Hafif bir meltem okşayacaktır önce gözlerini ,
Sonra ellerini üşütmeye başlayacaktır karayel ,
Derler ya hep ''Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası '' ;
İşte o seni gelip bulacaktır ,
Tam olduğun noktada ,
Hatta balkonunda ,
Elindeki kalem, bembeyaz o sayfayı ya daha da ışıtacaktır ya da hep karartacaktır .
Bir tınıya tutunacaksın , tutulacaksın ,
Birden kaybolacaksın , uyanıkken uyuyakalacaksın .
İlk satıra döndüğünde yine hiçbirşey hatırlamayacaksın .
Aklını durgun sulara bırakacaksın ,
Akıp giden nehirler sana hiç mi darılmaz sanırsın ?
Derin bir nefes bile ilk cümleyi kurdurabilir sana ,
Dönüp etrafına baktığında ,
Bir sigara,
Bir çay ,
Belki balkonunda asılı duran, birkaç çamaşır ,
Hatta kulağında hiç duymadığın o şarkı ,
Kim bilir belki rüzgardan savrulup , kağıdına düşüveren bir kuş tüyü ,
Onun eşşiz dokusu ve sen hala o noktadasın ,
Tüy ve rüzgar ikileminde yeniden kayboldun ...
Zihnini meşgul eden birkaç mısra ,
Sesini unutamadığın bir kadın ,
Yokluğunu çektiğin bir sigara ,
Ne de çok ihtiyacın var senin ,
Hele ki bu Ay'da ...
Ne tuhaf iştir ki konduramazsın hala bir kenara ,
Ne bir güzellik ne de madara ,
Hep aklındadır o mısra ;
-Neden Güneş Doğu'dan doğuyorken , sıcak hava dalgaları Batı'dan gelir ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder